Mana-i Harfi
Noktada Külli Bir Rezzakiyet Tecellisi: Mitokondri
Varlığı kuşatan rezzakiyet gerçeği, çevremizi saran pek çok unsurda farklı yansımalarla ve açık bir şekilde ifade ediliyor. Lokantalardaki insanlar, annelerini emen bebekler, av peşinde koşan hayvanlar, yemeğe konmuş sinek ve daha pek çok farklı şekillerde ifade edilen rızık hayatımızın en önemli gerçeklerinden biri olmalı. Sindirim için oynayan ağızlar, bu fiile uygun olarak hazırlanmış sistemler ve sadece bir iştah hissi ile neyin nereye gittiğini ve gitmesi gerektiğini bilmeden yiyip içmeler, bu hakikatin rızıklananlar dışında bir merciin icraatı olduğunun çok açık delilleri. Varlığın pek çok alanına yayılmış ve farklı lisanlarla ifade edilen rızık gerçeğinin en küçük alanda ve en külli şekilde ifade edildiği yerlerden biri “mitokondri” olmalı.
Hücre içinde yer alan bu küçücük organelin kumaşı da hücreninkine benzer bir zar. Hücreden hücreye farklılık göstermekle birlikte, genel olarak dış görünümü bir sucuk ya da sosisi andırıyor. Dışı kaplayan bir zar ve içte kıvrılarak adeta raflar oluşturan başka bir zar var. Bu raflara krista adı veriliyor. Küçücük bir yapı içinde sergilenen mükemmel mimari ile hazırlanmış bu organeller her hücrenin enerji üreten birimleri. Akıl almaz mükemmellikte işlemlerin, çok kompleks döngülerin ve kendileri de enerji gerektiren işleyişlerin ardından hücrenin enerji ya da rızık ihtiyacı burada karşılanır. Dış zarda içeride enerji üretimi için işleyen ve bir zeki tıp fakültesi talebesinin aylarca uğraşıp da içinden çıkamadığı akıl almaz döngüler ve biyokimyasal reaksiyonlar için lazım olan enzimler yer alır. Zarın iç kısmında ise Sitrik asit siklusu ile karbonhidrat, protein ve yağ metabolimaları sonucu bunları ürünlere dönüştüren, suda eriyen enzimler yer alır. Burada yine harika bir işlem süreci olan ve her basamağında ince hesapların, hassas bir işleyişin yer aldığı ve oksidatif fosforilasyon adı verilen işlemle bir yüksek enerji fosfatı olan adenozin trifosfat (ATP) üretilir. ATP bitkilerde ve hayvanlarda canlılıkla ilgili ince işlerin yürütülmesinde temel enerji kaynağıdır. Bu işlemler için gerekli enzimler ise iç zarda küçük kürecikler şeklinde yer alırlar. Elektron transferi ve enerji ihtiyacını karşılayacak ATP için gerekenler, buradadır.
Bu noktada varlığa yayılmış rezzakiyet hakikatinin şehirlerde, lokantalarda, ormanlarda ve denizlerde sayısız mahluka yayılmış tezahürlerinin nasıl ince detaylara yayıldığını, görünen alemdeki külliyetin her bir canlının trilyonlarca hücresine yayılarak nasıl külliyet içinde külliyetle tezahür ettiğini görüyoruz. İştah merkezlerinin uyarılması ile bütün mahlukatı rızık peşinde koşturan Külli İrade ve Mutlak Bir İlim, daha sonra bu rızıkları her bir hücreye çok ince işleyişlerin akıl almaz döngülerin, oksidatif fosforilasyonların ve sitrik asit sikluslarının işleyişlerinde lazım olan minerallere, enzimlere, karbonhidratlara ve proteinlere dönüştürüyor. İnsanların en akıllısının bile bütün detayları ile akılda tutamayacağı ve yürütebilmesinin imkansız olduğu bu işleyişleri, aklı olduğuna dair hiçbir emare bulunmayan mitokondriye vermek veya onun düşüncesinin bir ürünü olduğunu savunmak akıldan istifa etmeyi gerektirir.
Öyle ise, ilk atomu halkettiği anda dünyanın ve orada misafir edeceği canlıların ihtiyaçlarını bilip, varlıktaki işlem basmaklarını buna göre yürüten, hücrenin enerji ihtiyacını ATP ile karşılamayı planlayıp, bunun içinde her bir canlıya zamanın her diliminde ve hücrelerine kadar inecek detayda iştahlar, acıkmalar ve daha pek çok meyilleri de vesile kılarak protein, karbonhidrat ve yağlar şeklinde mineraller ve elektron şeklinde yetiştiren, Külli Bir İradenin ve Mutlak Bir İlmin işleyişi olmalıdır. Bu ilim, ilk atomla zamanın herhangi bir diliminde ve herhangi bir canlının herhangi bir hücresindeki mitokondriyi birlikte görebilmelidir. Ancak bu şekilde ard arda sıralanan varlıktaki işlem basamaklarında belli bir anda gereken oksidatif fosforilasyon ile buna lazım olan enzim mitokondrinin zarında bulundurulabilir ve bu kadar kompleks işlemler milyarlarca yıldır en ufak bir aksama olmaksızın yürütülebilir. O halde en azından canlılar adedince ve canlılardaki hücreler, mitokondriler adedince geniş ve kuşatıcı mutlak bir rezzakiyet hakikati tezahür etmektedir. Şimdi sokakta sandviç yerken gördüğümüz bir insanın bir anda bedeninin şeffaflaşıp içinde trilyonlarca çarkın dönüyor olduğunu ve o sandviçin trilyonlarca çarka teker teker ve en ufak aksama olmaksızın dağıldığını tahayyül etmenin tam zamanı. Bu çarkların ise ne derece hassas bir mizan ve incelikli bir işleyiş sergilediğini anlamak için bir sitrik asit siklusu şemasına bakmak yeterli. Hücrelerimize kadar bizi rızıklandıran ve mitokondrilerimize varana kadar ihtiyaçlarımızı bilip cevap veren Rezzak-ı Külli’ye varlık aleminde canlılığın başlangıcından beri gelip geçmiş bütün hücreler ve mitokondriler adedince hamdolsun.