Risale-i Nur Kongresi
RİSALE-İ NUR ENSTİTÜSÜ AKADEMİK FAALİYETLER
Risale-i Nur Enstitüsü; Risale-i Nur Külliyatı ve müellifi Bediüzzaman Said Nursi’nin daha iyi anlaşılması ve tanıtılması için ilmi faaliyetlerde bulunmak ve bu tür faaliyetlere destek olmak amacıyla kurulmuştur. Bu amaçla eğitim, yayın ve organizasyon faaliyetlerine devam etmektedir.
Risale-i Nur Enstitüsü; yayınladığı kitap ve broşürlerle birlikte, üç aylık fikir dergisi “Köprü” ile Türkiye’nin ve dünyanın sorunlarına Risale-i Nur’un perspektifinden çözümler geliştirmeye gayret ederken; seminer, konferans, panel ve kongrelerle de Risale-i Nur’un mesajlarını geniş kitlelere ulaştırmayı amaç edinmiştir.
Said Nursi, Risale-i Nur ve Nurculuk üzerine yapılacak olan her türlü araştırma, inceleme ve yayın faaliyetlerini teşvik etmeye ve desteklemeye devam eden Enstitü, kurmuş olduğu ihtisas kütüphanesiyle de araştırmacıların ihtiyaçlarına cevap vermektedir.
Risale-i Nur Enstitüsü, bundan sonra da çalışmalarını genişleterek yürütmeyi planlamakta ve bununla ilgili çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çalışma alanlarından biri de Kongrelerdir.
Risale-i Nur Kongresi
Risale-i Nur Enstitüsü; sosyo-kültürel, iktisadi, dini, siyasi alanlarda insanlığın yaşadığı problemlere çareler üretebilmek ve günümüz meselelerine Risale-i Nur perspektifinden yorumlar getirerek Risale-i Nur’un reçetelerini insanımıza ulaştırabilmek maksadıyla çeşitli organizasyonlara imza atmaya devem etmektedir. Enstitü tarafından her yıl düzenli olarak tertip edilen “Risale-i Nur Kongresi” sözü edilen alanlardaki sıkıntıları aşabilecek reçeteleri içinde barındırma niteliğine sahiptir.
Risale-i Nur Enstitüsü’nün 2 Mayıs 2004 tarihinde düzenlediği “Farklılıkların Buluşmasında Bediüzzaman Said Nursi’nin Rolü” konulu “I. Risâle-i Nur Kongresi” bugün gelenekselleşen bir faaliyetin ilk adımı olmuştur.
Günümüzün temel problemlerinden biri haline gelen ve dini, etnik, kültürel ve sosyal tabakalar arasındaki farklılıklardan doğan çatışmaların nasıl aşılacağı “Farklılıkların Buluşmasında Bediüzzaman Said Nursi’nin Rolü” konulu I. Risâle-i Nur Kongresi’nde tartışılmıştır. Bir arada yaşayabilmenin anahtar kavramlarından olan “barış ve hoşgörü”ye vurgu yapılan kongrede Bediüzzaman Said Nursi’nin fikirleri ışığında, farklılıklara rağmen barış içinde bir arada yaşayabilmenin imkânları gösterilmiştir.
26-27 Mart 2005 tarihlerinde düzenlenen “II. Risale-i Nur Kongresi” ise “Bilim ve Din” ana başlığı ile düzenlenmiştir.
İnsanın yaratılışı gereği kendisini ve çevresini tanımaya çalışan ve bu amaçla inceleyip, sorgulayan bir varlık olduğuna dikkat çekilen kongrede, varlığı anlamlandırmaya yönelik sorulara cevaplar aranmıştır. Pozitivizmin temel çatışma alanlarından biri olan “bilim ve din” konusunun ele alındığı kongrede, bilim ve dinin çatışan bir özellik göstermediği, birbirini destekleyen bir mahiyet arz ettiği gözler önüne serilmiştir. Bu noktada, Bediüzzaman Said Nursi’nin akıl ve vahiy bütünlüğü içerisinde varlığı anlamlandırma yaklaşımının bilim-din çatışmalarını ortadan kaldırıp, insanlığa yeni bir bakış açısı ve çözüm yolu sunduğu deklare edilmiştir.
26 Mart 2006 tarihli “III. Risale-i Nur Kongresi”nin ana başlığı “Ahlak” olmuştur. Bugün, dünyevileşme bağlamında değerlendirilebilecek hazcılık, hırs, bencillik, kanaatsizlik ve ahlaksızlığa karşı hoşgörünün yaygınlaşması gibi hususlardan yola çıkarak “ahlak” konusunda yeni yaklaşımlar belirlemeyi hedefleyen kongre, dikkate değer sonuçlara ulaşmıştır. Bugün dünyada yaşanan ahlak krizinin İslam toplumlarından bağımsız bir olgu olmadığının dikkat çekildiği kongrede, bütün insanlığın bir ahlak krizi ile karşı karşıya olduğu ifade edilerek, İslam’ın hayatın tüm alanlarını kuşatan bir değerler sistemi sunduğu vurgulanmıştır. Bu yönüyle “III. Risale-i Nur Kongresi”, vahiy ve sünnete dönük bir hayat tarzına ve ahlak anlayışına insanlığın ne kadar ihtiyacı olduğunu gözler önüne sermekte ve Risale-i Nur’un bu husustaki katkılarına dikkat çekmektedir.
“Küresel Kriz ve Said Nursi’nin İktisat Görüşü” ana başlığını taşıyan “IV. Risale-i Nur Kongresi” ise 21-22 Mart 2009 tarihlerinde tertip edilmiştir. Bu kongrede, dünyada ve ülkemizde çok önemli değişikliklere sebep olan ve hâlâ etkileri devam eden küresel ekonomik kriz ele alınmıştır. Kongrede, insanın bitmek tükenmek bilmeyen hırsının ve sınır tanımaz hazcılığının insanlık tarihi boyunca dramatik değişikliklere yol açtığı vurgulanmıştır. Buradan hareketle, bütün dünyayı yeni bir dönemin eşiğine getiren küresel kriz, Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerinde yer alan iktisadi, ahlaki prensipler eşliğinde yorumlanmış ve çözüm yolları önerilmiştir.
Risale-i Nur Enstitüsü Bediüzzaman Haftası etkinlikleri kapsamında 20-21 Mart 2010 tarihlerinde de “V. Risale-i Nur Kongresi”ni “Çağımız Sorunlarına Çözüm Arayışları ve Said Nursi Modeli” ana başlığı ile düzenlemiştir.
Din ve Siyaset; Demokrasi ve İnsan Hakları; Kürt Sorunu, Dünya Barışı; Kadın ve Aile; İman, İnsan ve Ahlak; Eğitim, Kültür ve Sanat ve Gençlik başlıkları altında sekiz masa etrafında yürütülen kongre çalışmalarında, insanlık tarihinin en buhranlı dönemlerinden birinin yaşandığına dikkat çekilmiştir. Çağımız insanının birçok alanda yaşadığı problemleri elen alan kongre, bunlara Bediüzzaman Said Nursi’nin görüşleri ışığında çözümler üretmeye çalışmıştır. Bu çözümler, insanın kendi varlığını anlamlı kılacak arayışlara cevap verebilmeye yönelik olmuştur. V. Risale-i Nur Kongresi ile bilhassa, ülkemizde yaşanan farklı sahalardaki problemlere de dikkat çekilmiştir. Kongre ile, Türk demokrasisinin temel sorunları tekrar gözden geçirilmiş, Kürt Sorunu’na ilişkin gerçekçi çözümler önerilmiş ve din-siyaset-devlet üçgeninde yaşanan düğümlenmenin nasıl çözüleceği gözler önüne serilmiştir.
Risale-i Nur Kongresi’nin altıncısını 19-20 Mart 2011 tarihlerinde Şam’da ‘Said Nursi’nin İslam Dünyası Tasavvuru: Hutbe-i Şamiye’ başlığı altında düzenlenmiş ve yüze yakın ilim adamının katılımıyla altı adet masa çalışması yapılmıştır. Kongre çalışmalarıyla İslam dünyasındaki büyük dalgalanmalara ve değişimlere dikkat çekilmiş, İslam toplumlarının yaşadığı temel sorunlara çözüm önerileri dile getirilmiştir. Bediüzzaman Said Nursi’nin 1911 yılında Şam Emeviye Camii’nde Arapça olarak irad ettiği Hutbe-i Şamiye’nin her yönüyle tahlilini de içeren Kongre iki günlük bir çalışmanın ardından kongre sonuç bildirilerinin açıklanmasıyla sona ermiştir. Sonuç bildirilerinde yüz yıl önce yazılan Hutbe-i Şamiye’deki İnsaniyet kavramına dikkat çekilerek eserdeki dünya barışına katkıda bulunabilecek fikirlere vurgu yapılmış ve genel bir değerlendirme ile Hutbe-i Şamiye; İslam medeniyetini yeniden ihya sürecinde bir manifesto olarak değerlendirilmiştir.
Risale-i Nur Kongresi’nin yedincisi 23-25 Mart 2012 tarihlerinde Saraybosna’da ‘Said Nursi’nin Medeniyet Anlayışı’ başlığı ile düzenlenmiştir. Beş masa çalışmasının yapıldığı kongre iki gün sürmüş ve kongre sonunda sonuç deklarasyonları düzenlenen bir panelle kamuoyuna duyurulmuştur. Çağımızın ilahi mesajlardan arındırılmış seküler medeniyet anlayışının günümüz insanını çeşitli problemlerle karşı karşıya bıraktığı ifade edilen çalışmalarda maddeten her istediğini elde eden modern çağ insanının varlığın anlamını yitirerek iç dünyasında gerilediğine; ahlaka, iyiye ve güzele dair temel değerlerini kaybederek para, güç, kariyer ve sefahetin pençesine düştüğüne dikkat çekilmiştir. Hazcılık ve faydacılıkla sefihleşen, bencilleşen insanlık sosyal, kültürel ve ekonomik krizlerle karşı karşıya kalan dünyanın bir medeniyet kriziyle karşı karşıya olduğu ifade edilerek çözüm önerisi olarak Bediüzzaman Said Nursi’nin çerçevesini çizdiği “Kuran Medeniyeti”nin temel özellikleri irdelenmiştir. Tüm insanlığı huzura kavuşturacak, evrensel değerlerle bezenmiş bir medeniyet anlayışına ihtiyaç olduğu ifade edilerek “hak, adalet, yardımlaşma, dayanışma ve kardeşlik ilkeleriyle birlikte barış ve sevgi toplumlarının temelini atan ‘Kuran Medeniyeti’ insanlığın yaşadığı krizleri aşacak bir öneri olarak teklif edilmiştir.
Risale-i Nur Kongresi’nin sekizincisi 30-31 Mart 2013 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirildi ve Kongre’nin konusu olarak belirlenen “İnsanlık ve Dünya Barışı için Said Nursî’nin Milliyet Anlayışı” başlığı altında beş masa çalışması düzenlendi. 19. asrın temel ideolojilerinden olan ve bugün de devam eden milliyetçilik ideolojisinin etnik aidiyetler üzerinden tanımladığı millet kavramı ve bu kavram etrafında şekillenen ulus devletler yapılanmasıyla son birkaç asra savaş, terör, kan ve gözyaşıyla birlikte anıldığına dikkat çekilen kongrede milliyetçiliğin Müslüman toplumlar üzerindeki yıkıcı etkileri irdelenmiştir. Bu yıkıcı etkilerin nasıl giderilebileceği ile birlikte Kur’ânî bir kavram olan milliyetin yeni bir toplum inşasında yerinin nasıl belirleneceği, kardeşlik ve dayanışma odaklı bir milliyet anlayışının nasıl hayata geçirilebileceği kongrede tartışılmış bu bağlamda Bediüzzaman Said Nursî’nin milliyet kavramına çizdiği genel çerçeve belirlenerek ‘müsbet milliyet’ kavramının önemine dikkat çekilmiştir
Risale-i Nur Kongresi’nin dokuzuncusu 5-6 Nisan 2014 tarihlerinde İstanbul’da “Said Nursî’ye göre toplumsal hareketler ve birarada yaşama” başlığı altında düzenlendi ve konu beş masa çalışmasıyla tartışıldı. Farklı inanç, kültür ve etnik yapıları içinde barındıran toplumların birarada yaşama formülünü hangi ilkeler üzerine kuracağı modern dönemlerin genel problemlerinden birisi olduğuna dikkat çekilen kongrede İslam aleminde meydana son gelen gelişmeler nedeniyle de farklılıkları birarada barış içinde tutabilecek çoğulcu, kucaklayıcı arayışları hızlandığı vurgulanmış ve çözüm önerisi olarak Said Nursî’nin barış, hürmet, muhabbet, hürriyet-i şeriye, hak, adalet, kardeşlik ve müsbet hareket gibi kavramlar çerçevesinde Kur’ânî bir bakış açısıyla geliştirdiği birarada yaşama prensipleri dile getirilmiştir.
Risale-i Nur Kongresi’nin 10.’su 28-29 Mart 2015 tarihlerinde İstanbul’da, Bir Tecdid Hareketi Olarak Risale-i Nur başlığı altında düzenlenmiştir. Günümüz İslam toplumlarının dinle bağını doğru ve aslına uygun bir şekilde kuracak imkanları tartışmak ve bu hususta Risale-i Nur’un tecdidi yönlerini ele alarak insanımıza ve genel olarak da İslam toplumlarına yol göstermek kongrenin temel amacı olarak belirlenmiş; İslam’ın özüne dair soru işaretlerinin çoğaltıldığı bir zaman diliminde dinle hayat arasında metodik ve sistematik bir ilişkinin nasıl kurulacağı, inancın hayata aslına uygun bir şekilde nasıl aktarılacağı, iman-ahlak-ibadet vb. noktalarda zaaflarla boğuşan İslam dünyasının zaaf-ı diyanetini ortadan nasıl kaldıracağı soruları Risale-i Nur’un ortaya koyduğu yöntemler açısından ele alınmıştır.
Risale-i Nur Kongresi’nin 11.’ si 14-15 Mayıs 2016 tarihlerinde Almanya’da, Köln’de gerçekleştirilmiştir. Kongre’nin konusu olarak belirlenen “Doğu’da ve Batı’da Doğru İslâmiyet” başlığı altında yüze yakın akademisyenin katılımıyla beş masa çalışması düzenlenmiştir. İslâm dünyasında iç savaşlarla neticelenen kanlı facialar; barış, kardeşlik ve hoşgörü medeniyetlerinin mümessili olan bu toprakların özlenilen huzur iklimlerine nasıl kavuşturulabileceğine ve Kurani değerlerin Batı ile nasıl buluşturulacağına dair soruların sorulduğu Kongre’de asrı saadet tecrübesini günümüze taşıyan Bediüzzaman Said Nursî ve eserleri hem İslâm dünyasının hem de insanlığın temel problem ve sorularına pratik bir cevap olarak gözler önüne serilmiştir. Bediüzzaman Said Nursî’nin “doğru İslâmiyet ve İslâmiyet’e layık doğruluk” şeklinde formüle ettiği İslâm ahlak ve akaidinin doğru bir şekilde hayata aktarma pratiği hürmet, muhabbet, hürriyet-i şeriye, hak, adalet, müsbet hareket, ahlak ve fazilet gibi Kur’ânî kavramlar etrafında değerlendirilerek ‘sahih İslam’ın pratikleri gözler önüne serilmiştir.
Risale-i Nur Kongresi’nin 12.’si de 25-26 Mart 2017 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecektir. Kongrenin konusu olarak belirlenen “Said Nursi’ye Göre Hukukun Üstünlüğü ve Adalet Ekseninde Din-Devlet ve Cemaat İlişkileri” başlığı altında beş masa çalışması düzenlenecektir.
Risale-i Nur Enstitüsü olarak, bütün insanlığı ilgilendiren problemler yumağı karşısında, tüm insanlığı kuşatıcı çözümlere Bediüzzaman Said Nursi tecrübesi dikkate alınarak ulaşılabileceğini düşünmekteyiz. Bu bağlamda Risale-i Nur Kongreleri, insanlığı tarumar eden problemler karşısında Bediüzzaman Said Nursi’nin görüşlerini ve çözüm önerilerini bir kez daha düşünme imkânı sağlamaktadır. Bu tür çabalar, Kur’an’ın sunduğu medeniyet anlayışı ve hayat tarzının toplumda nasıl bir görünüm sağlayacağını anlamamıza da yardımcı olacaktır.
Risale-i Nur Enstitüsü; tüm dünyayı saran ve ülkemizi krizlerle boğuşturan problemlerin, Bediüzzaman’ın müjdelerini verdiği şekilde, beşerin saadetine yol açan hakikatlere yer açacağı ve fazilet, ahlâk ve adalete dayalı bir dünyayı doğuracağı ümidi içersinde, bu tür faaliyetlerini devam ettirme azmi içersindedir. Bu tür faaliyetlerin hayırlara vesile olmasını diliyoruz.