Mana-i Harfi
Çekirdekçikte işleyişler, sevginin sonsuzluğuna işarettir
Bir çok hücrenin çekirdeğinde, hücre izlenmek üzere boyandığında, hafif şekilde boya alan noktacık şeklinde bir veya iki adet yapı yer alır. Çekirdekçik olarak tanımlanan bu yapı, daha önce anlattığımız yapıların aksine bir zarla çevrili değildir. Çok sayıda ribonükleikasit (RNA) ve ribozomlarda bulunanlara benzer proteinlerin yoğun şekilde biraraya gelmesinden oluşmuş bir yapı gibidir. Hücre aktif şekilde protein sentezlediğinde, çekirdekçik belirgin şekilde genişler. Beş ayrı kromozom çiftinin genleri ribonükleikasiti sentezler, yani farklı unsurları bu molekülün oluşumu için biraraya getiren işleyişlerde bulunurlar. Daha sonra bunları, önce gevşek lifler şeklinde ve daha sonra ribozomların altbirimlerini teşkil edecek daha yoğunlaşmış granüller şeklinde çekirdekçikte depolarlar. Bunlar daha sonra çekirdek zarındaki deliklerden sitoplazmaya nakledilirler. Burada bir dizi işlemden sonra olgun ribozomlar oluşur. Bunlar gerek sitozol denen yapı içinde gerekse endoplazmik retikulum adı verilen yapıda, protein sentezi denilen olayda, yani bedenin farklı fonksiyonları, hücredeki çeşitli işleyişler için lazım olan proteinlerin biraraya getirilmesinde ve teşkilinde çok önemli rol üstlenirler.
Bütün bu işlemler, çekirdekçik denen ve hücre içinde çekirdekte yer alan ve elektron mikroskobu ile binlerce kez büyütüldükten sonra ancak görülebilen bir yapıda cereyan etmektedir. Dar bir alanda külli bir işleyiş, ardarda gelen muhteşem bir programın basamakları küçücük bir noktada yürütülmektedir. Bu noktacık hücrenin ne kadar protein ihtiyacı olduğunu, hücrenin yaptığı işe göre hangi proteinin ne zaman ne miktarda hazırlanması gerektiğini biliyor gibi bir hal sergiler.
Çekirdek içinde çekirdekçikte, nokta içinde noktacıkta ve gittikçe daha da küçülen ve küçüklüğünün sonu olmayan alanlarda bir ilim, hikmet, kudret ve mükemmel organizasyon tezahürü izlenir. Manalar, organizasyonlar, işleyişler, sentezler ve analizler çok küçük alanlara sıkıştırılmış ve çok sayıda çoğaltılmıştır. Bu külli manaların kainat, mevcudat ya da mülk gibi küçük bir sahifeye sığdırılabilmesi için gerekli olmalıdır. Bu yüzden işleyişler çekirdek içinde çekirdekçikte, nokta içinde noktacıkta, atom içinde tanecikte tezahür etmektedir. Bu tezahürlerden bir kısmının sonradan şuur sahiplerince keşfediliyor olması, yani insanların bir dönem çekirdekten, çekirdekçikten haberdar olmadığında da bu işleyişlerin yürümüş olması, zuhurun yalnızca insana veya mahlukat içindeki şuur sahiplerine yönelik değil; en ince şeylere de uzanan külli bir bakışa, dekaikaşina bir nazara da yönelik olduğunun bir delili olmalıdır.
Aynı şekilde kainatın bütününde yürüyen hassasiyet, dakiklik, incelik ve mükemmellik çekirdekçikte de işlemekte ve çok daha garip ve harika bir şekilde her iki mükemmellik birbirini tamamlamaktadır.
Yemek yerken, uyurken, televizyon seyrederken, yürürken ve bedenimizin daha pek çok hayati fonksiyonunda, yapılan işlerle ilgili hücrelerimizdeki çekirdekçiklerde lazım olan proteinlerin sentezlenmesi gerektiğini çoğunlukla düşünmeyiz ve bunun endişesini taşımayız. Oysa işler hep yolunda yürür, zamanında proteinler sentezlenir ve bu sentez için lazım olanlar, gerektiğinde hazırdır. Bedenin bütün hücrelerinde ve tüm canlılarda bu aksaksız organizasyonun yürümesi, her hücreyi kuşatan bir ilmin, bütün çekirdekçiklere uzanan bir tasarrufun göstergesidir. Ve perdeler gerisinde işleyen bir elin incelikle dokuduğu varlık nakışlarının harika görüntüleridir.
Hücrede, endoplazmik retikulumda, çekirdekçikte varlığı ilmek ilmek, dantel dantel, atom atom dokuyan, harika sanatı her yeri kuşatan, sonsuz ilmi çekirdekçiklerde gözlenen Sani-i Zülcemal, Alim-i Küll-i Şey” i hücreler adedince, çekirdekler ve çekirdekçikler inceliğinde ruhumuza yazalım, kalbimize nakşedelim. Çünkü O her an, en küçük detaylarda yürüyen işleyişlerle bunları yazıyor, bunları dokuyor. Bizi sevdiğini gösteriyor ve bununla O’nu sevmemizi istediğine işaret ediyor.