Cenab-ı Allah, mahlûkatın lisânı ile buyurduğu gibi: “İnsan iki kere ölür, iki kere dirilir.” (Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün iki kere dirilttin.) keep reading
Hayatımızın, çevremizdeki varlıkların, sadece süreklilik arz eden yönüyle alakadarız, büyük çoğunlukla. Algılarımızın sınırlılığı ve yanılgıları ile eşyayı anlamlandırdığımızı pek çok zaman unutuyoruz. keep reading
Cemiyette eksiklik, aksaklık ve çelişkilere dikkat çekmek gayesiyle hayalî kahraman (Ebu Zeyd es Suruci) adına kurulmuş maceraların, râvi konumundaki Hâris b. Hemmâm’ın dilinden akıcı bir üslûpla anlatıldığı nazım-nesir karışımı hacimli bir eserdir. keep reading
Kur’an-ı Azimüşşan, bütün zamanlarda gelip geçen nev-i beşerin tabakalarına, milletlerine ve fertlerine hitaben Arş-ı aladan irad edilen İlahi ve şümullü bir nutuk ve umumi, Rabbani bir hitabe olduğu gibi; bilinmesi, bir ferdin veya küçük bir cemaatin iktidarından hariç olan ve keep reading
Dramatik’i olmaksızın bir sanat olamayacağı evrensel olmayan bir düşüncedir. Bizim kültürümüzün kodlarına da uymaz. Bu yüzden Tanzimattan bu yana ait olduğu toplumdan dram çıkarmaya çalışanlar hayatın içinde bulamadıkları keep reading
Daire ya da makam, içindeki gerçeklerin şekillenmesinde büyük önem arz ediyor. Mekan ya da konum farkı ile tavır ve sözler de farklılaşabiliyor. Bu yüzden “Kim söylemiş?” “Kime söylemiş?” sorularını, “Hangi makamda?” sorusu takip ediyor. keep reading
Mal ve mülk sahibi olmak” hayatımızın önemli bir parçası. Yani, “malikiyet” duygusunu yaşamak, enerjimizin önemli bir kısmını bu yolda sarfetmek yaygın bir davranış şekli olmuş. Mülk varlığın dünyaya bakan, bize bakan, benliğimizin hakkı bulma keep reading
Said Nursi Birinci Dünya Savaşı’na katıldı. İleri savunma hattında, sürekli ateş altında, atının üzerinde bir ileri bir geri hareket ediyordu. keep reading