Mana ve harfin bu ahenkli birlikteliği aslında kainatın sırlarını içinde bulunduran muhteşem bir şifredir. Mana ve ruhun ne zaman başladığı belli olmayan tanışması belki beden ve ruhun tanıştığı anla aynıdır. keep reading
Bediüzzaman’ın hayatı, ölüm tehlikeleriyle karşılaşacak derecede cesaret örnekleriyle doludur. Bunun yanında, komik denilebilecek hadiseler de yaşamıştır. Hükümet, anlaşılmaz bir biçimde onunla uğraşmıştır. keep reading
Adnan Menderes Emirdağ’a geldiği zaman Mahmud amcam, Ceylan Ağabey ve ben karşılamaya gitmiştik. Bizim arabamız Menderes’in arabasının hemen arkasındaydı. Yanımıza bayrak da almıştık. keep reading
Bediüzzaman’ın bilime ve teknolojiye yaklaşımı son derece ilginçtir. Diğer konularda olduğu gibi bu konuda da anlamlı bir çıkış yaptığı söylenebilir. Bir kere Bediüzzaman keep reading
Cumhuriyet tarihinin mümtaz başbakanlarından olmasına rağmen, öldükten sonra kıymeti anlaşılan şahsiyetler arasında yerini aldı. Yaptıklarından dolayı değil yapmadıklarından sorumlu tutularak, haksız yere idam edildi. keep reading
“Cem” kelimesi sözlüklerde “içine almak, toplamak”, “câmi” kelimesi de “içine alan, derleyen, toplayan” şeklinde tarif edilmektedir. “Câmiiyyet” ise “câmi’lik, toplayıcılık, toplu olmak” manalarına gelmektedir. keep reading
Said Nursi gençliğinde de olgunluk döneminde de hareket adamı olmaktan geri durmadı. Geçirdiği yetişme döneminden geriye kalanlar derinlemesine tahkikleri ve Risale-i Nur Külliyatı idi. keep reading
Said Nursi, hakikat yolunda ilerlerken hallerden ve makamlardan geçen bir sufi değildi. O bütün bunların üstünde İslama hizmet eden, asrımızın etkili ve ıslahatçı bir mücahidiydi. keep reading
Mektubat-ı Samedaniye’yi kısaca, “Samed olan Allah’a ait mektuplar” diye tanımlamak mümkündür. Fakat, bunun da ötesine geçip biraz daha ayrıntılı bir şekilde anlama gayreti içine girdiğimizde, bu terkibi meydana getiren “mektubat” ve “Samedani” kelimelerinin üzerinde ayrı ayrı durulması daha faydalı olacaktır. keep reading